Prof. Dr. Ahmet Berhan Yılmaz

Prof. Dr. Ahmet Berhan Yılmaz


Başka bir kavme benzemek...

30 Aralık 2024 - 13:13

Ülkemizde her yılın sonuna yaklaşınca Peygamber Efendimizin “Kim bir kavme benzerse, o da onlardandır" Hadisi Şerifinin üzerinden yapılan bir tartışma başlatılmaktadır.

Bu tartışmaya bakınca sanki Müslümanlar sadece yeni yılı kutlamakla diğer kavimlere benzemekte ve geri kalan bütün sosyal, toplumsal, bireysel, aile hayatları Allah’ın emrettiği, Peygamber Efendimizin yaşadığı İslâm’la birebir örtüşmektedir.

Dinimizde başka kavme benzemenin mubah olanı, mekruh olanı, haram olanı vardır. Haram olanların başı çekenleri; Allah’ın emirlerini yerine getirmeyerek iman ve itikat yönünden diğer kavimlere benzer bir hayat sürmek, içki içmek, üretmek, satmak, faiz alıp, vermek, zina yapmak, kumar oynamak, oynatmak, diğer dinlerin kutsal günlerini, bayramlarını onlar gibi kutlamaktır.

Hâl böyle olunca da Müslümanların başka bir kavme benzemekten kastın ne olduğunu ve bunlardan doğacak hükümleri anlamak ve kaçınabilmek için kafa yormaları gerekir?

Bu durumda şu tespiti yapabiliriz; Müslümanlar itikatta, amelde, ahlâkta, örfte, sosyal, toplumsal, bireysel yaşamda başka bir kavme benzememelidir ve bir olmak, dağılmamak, sosyal ve toplumsal birlikteliğin, bütünlüğün bozulmaması, toplumsal yozlaşma olmaması için de diğer kavimlerin bayramlarını, kutsal günlerini kutlamamalıdır.

Başka bir kavme benzememek; bireysel, ailevi, toplumsal ve sosyal hayatın her alanında toplumun değerlerine ters düşen, öz değerlerinin zayıflamasına, unutulmasına, geçerliliğini, değerini yitirmesine yol açan dış etkilere, batıl din ve ideolojilere kapılmadan yaşanan bir hayatla mümkün olur. Bu da kendi dinini ve öz değerlerini bilmekle mümkün olur.

Gelelim yeni bir yıla girmeyi kutlamaya ki insanların yeni bir yıla girilmesinden mutluluk, heyecan duyması, bu mutluluğunu aile, eş dost arasında paylaşması Hristiyanlara özenmek ve benzemek amacı olmadığı sürece mahzuru olamayan bir durumdur çünkü 31 Aralık gecesi hiçbir kavmin, hiçbir dinin kutsal günü veya gecesi değildir.

Müslüman kardeşim; bütün bu bilgileri bir araya getirdiğimizde yeni yıl kutlamaları bağlamındaki hassasiyetini anlayabilirim de;

Her gün onlarca çeşit kumarın oynatıldığı,

Zinanın suç ve yasak olmadığı, her türlü ahlâksızlığın apaçık yaşandığı,

Onlarca içki fabrikası kurularak içki üretildiği, içkinin su gibi satıldığı, içildiği,

Faizin doğmamış bebelerin bile midesine indiği, “bu faiz size ananızın ak sütü gibi helaldir” denildiği,

En Müslüman geçinenimizin bile kızının, gelininin Kraliçe Victoria gibi beyaz gelinlikle ve tamamen diğer kavimlerin adetlerine göre düğün yaptığı bir ülkede bütün diğer haramlara, ahlâksızlıklara, adaletsizliklere, haksızlıklara, nepotizme, batı özentilerine susup gelip yeni yılı kutlayanları din dışı ilan etmen akıl alır gibi değildir.

Şimdi sana soruyorum; eş, dost, hısım, akraba sabahlara kadar vur patlasın, çal oynasın düğünlerde kadın erkek bir arada oynayanları, beyaz gelinlik giyinen kızını, gelinini, kumar oynayanları, içki içenleri, faiz alıp verenleri, namaz kılmayanları, oruç tutmayanları başka kavimlere benzemekle suçlayıp, kâfir veya din dışı ilan ediyor musun?

Kaçma işin kolayına. Müslümanım diyorsan İslâm’ı tam anlamıyla yaşa çünkü İslâm bir bütündür parçalanamaz, senin keyfine, kafana, hayat tarzına, siyasi görüşüne göre İslâm olmaz.

Senin anne sütüne bile karışan faizi, suç olmaktan çıkarılan zinayı, oynatılan kumarları, yapılan ahlâksızlıkları, adaletsizlikleri, adam kayırmaları, yapılan israfları ve diğer haramları görmezden gelmen, gördüğün halde ses çıkarmaman, önemsememen, sanki bütün sorunumuz yılbaşını kutlamakmış gibi yılbaşını bu kadar abartman karşısında içimden sana “uyan Sunam uyan, derin uykudan” demek geliyor.

Evet, bence de yeni yıl kutlamaları yapılmamalıdır ama Müslümanların düştüğü acınası durum, bağnazlık, cehalet, kula kulluk, bölünmeler, aldatılmalar sebebiyle yapılmamalıdır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum