Cami, içki ve gençlerimiz…
Camide içki içen genç bağlamında ülkemizde dini, ahlaki, milli, manevi değerlerin çöküşünü ele alınca söylemeliyim ki bu genci kınadım, üzüldüm, kahroldum, böyle bir durumu yaşıyor, şahit oluyor olmaktan dolayı geleceğimiz ve ahiretimiz için korktum.
Hepimiz bu genci veya gençlerimizi Allah ve İslâm düşmanı yapan, deizme, ateizme, agnostisizme iten sebeplerin ne olduğunu anlayamadığımız, çaresini aramadığımız müddetçe bu gencin gidip milyonlarcasının geleceği gerçeğini kabullenerek işe başlamak zorundayız.
Sormak gerekir; tanısı konulmayan, altında yatan sebeplerin ne olduğu bilinmeyen bir hastalık nasıl tedavi edilebilir?
Öncelikle hastalığın sebeplerini tespit edip oluşmasını önlemek, yine de çok az sayıda oluşursa acilen tedavi ederek yayılmasının önüne geçmek gerekirken her hasta olanı öldürerek hastalığın yayılmasına, zamanla bütün toplumu etkilemesine sebep olacağınızı asla unutmayın.
Hastalığın oluşmasını, yayılmasını engellemek, kökünü kazımak istiyorsak toplumsal olarak yaşadığımız sosyoekonomik sıkıntıların, ahlaki, milli ve manevi sorunların altında yatan, toplumun ve özellikle gençliğin dinden, imandan, Allah korkusundan, Allah sevgisinden, milli ve manevi duygulardan uzaklaşmalarına sebep olan etmenleri tek tek tespit etmeli ve hepsi için tek tek tedbir almalıyız.
Aksi takdirde hastalık zuhur ettikten sonra reaksiyon olarak kişilere karşı alınan her tedbir, verilen her ceza düşmanlığı, kini, nefreti derinleştirmekten kısaca hastalığı kronikleştirmekten başka hiçbir işe yaramayacaktır.
Bu sebeple hepimiz ve özellikle erki elinde bulunduranlar kendimize dönmeli, neler yaptığımıza, insanlara nasıl davrandığımıza, nasıl örnek olduğumuza, ülkeyi nasıl yönettiğimize, insanları nasıl yönlendirdiğimize, bizlerden güç alan insanların neler yaptığına ve karşılığında aldığımız tepkilere bakmalıyız.
Ne yaptık da bunlar oldu, ne yaptık da insanlar, özellikle gençler bu hale geldi araştırmalı, hatalarımızı görmeli, kendimize çeki düzen vermeliyiz.
Özellikle gücü elinde bulunduranlar yaptıkları hataları bile Hikmet-i Hüda tarzından yaptılarsa vardır bir hikmeti diyerek kendileri kutsayan, sorgusuz alkışlayan zararlıları bir kenara iterek gerçekleri görmeli, insanlarına olan bakış açılarını yeniden değerlendirmelidir.
Aksi takdirde sorunlar derinleşecek, hastalık yayılacak, karşılıklı düşmanlıklar artacak ve özellikle gençler deizme, ateizme, agnostisizme çok daha hızla kayacaktır.
İnsanım diyorsak bu toplumsal sorunun çözümü, hastalığın tedavisi nefsimizi Peygamber Sünnetinde terbiye ederek, Kur’an Ahlâkını yaşayarak insanların kalplerinin nasıl fethedileceği bilgisine erişerek öncelikle kendimizi tedavi ederek mümkün olabilir.
Kendimizi tedavi ederek eriştiğimiz insan olma erdemi, fıtrat üzere yaşam şerefi sayesinde de ötekileştirmeden, bölmeden, parçalamadan, ayrım yapmadan, kul hakkı yemeden yaşamak ve ülkeyi hak, hukuk, adalet çerçevesinde yöneterek insanları mutlu, mesut, vatan, millet aşkıyla bir araya getirmek mümkün olur.
Doğru, insani, ahlaki, İslâmi ve milli örnekler ortadadır, kimse yeni bir din aramasın, yeni kurallar koymaya kalkmasın, kendini doğru ve örnek insan olarak görmesin.
İnsan ve Müslüman olduğumuzu iddia ediyor, Allah’ın dinini yaşamaya çalışıyor, Allah’a inanıyor, Allah’tan başka ilah olmadığını düşünüyorsak emin olunuz ki bu gencin ve milyonlarca gencin vebali üzerimizdedir.
Ve dikkat ederseniz yazımda hepimiz için geçerli olan; cami de içki içmek haram da yalan söylemek, dedikodu yapmak, fitneye, fesada sebep olmak, insanları taciz etmek, siyaset yapmak, insanları aldatmak, hakaret etmek, küfretmek, camiyi kişisel çıkarlar doğrultusunda kullanmak helal mi gibi konunun basitleşmesine sebep olacak iddialarda bulunmadım.