155'i 3 kez aradım, dördüncüde kara listeye alındım…
Hayırlı bayramlar!
Bayram bayram nedir 155’i aratan, bu yazıyı yazdıran? diye sorabilirsiniz…
Sitede haberleri güncellerken, “Bayramda helikopterli trafik denetimi” haberi dikkatimi çekti.
Mecbur kaldım son bir haftada yaşadıklarımı aktarmaya, paylaşmaya...
“Her rengi işledik kaldı fıstıki yeşil “eleştirisiyle değil; bilakis olması gereken yerinde bir çalışma ‘havadan denetim ve uygulama’.
Erzurum’da şehir içerisinde trafik öyle böyle değil, her geçen biraz daha yozlaşıyor, çirkinleşiyor, magandalar adeta trafik terörü estiriyor, ilgililerin, yetkililerin bir kez daha dikkatini çekmek istedik.
Bir hafta önce Taş ambarlar önünde yolu karşıya geçerken, Yoncalık istikametinden gelen iki araç adeta yarış halinde. Biri diğerini hızla solladı, elimle yere paralel yavaş yavaş ikazım üzerine adam aracı üzerime sürmez mi. Kendimi güçlükle simitçinin önüne attım. 155’i aradım, trafiği bağladı (yeni uygulama). Durumu anlattım, plakayı verdim. Sonucu bilmiyorum.
İki gün sonra, 3 Temmuz pazar günü, Tortum yolu, saat 20.30 cıvarı.
Eşim yanımda şehire seyir halinde iken Citroen bayi önündeki kavşakta kırmızı ışıkta durdum.
Yaklaşık 2 saniye sonra bir araç hızla arkadan çarptı. Kemerlerimiz bağlı, şükür bizde bir sıkıntı yok. Dörtlüleri yaktım, araçtan indim, kaza yapan araçtaki iki kişiden sürücü, ‘la havle’ ile “niye durdun?” demez mi? “Kırmızı ışıkta mı geçseydim?” şaşkın cevabıma, “bayram bayram başımıza iş çıkardın!” karşılık vermesiyle 155’i aradım, bağladılar, durumu anlattım, yardım istemek zorunda kaldım, çünkü durum öyle orada tutanak tutulacak cinsten değil.
Karşımdaki şahıs olayı başka yerlere taşıyacak tür, bu yüzden behemehâl polis yardımına ihtiyaç duydum.
Yarım saat içerisinde gelen polis, “tutanağı siz tutabilirdiniz” söylemine, “Bakın dedim yarım saattir aracımı yerinden kıpırdatmadım, sizin de gelmeniz gerekiyordu çünkü arkadaş olayı başka yere taşıyabilirdi” uyarımla neyse ki tutanak oluşturuldu. Olay yerinden ayrıldık.
Rapor sonucu; kazayı yapan araç sürücüsü yüzde yüz kusurlu, yaklaşık 40 bin liralık masrafımı kaskosu olmayan, neyse ki trafik poliçesi mevcut karşı taraf karşılayacak.
Neden böyle bir detay?
Kardeşim, kamu hukuku nerede? İlla yaralamalı ya da ölümlü kaza mı olmalı? Bu hızın, dikkatsizliğin, araçtaki belki fren yetersizliğinin bir bedeli olmalı.
Diğer bir konu; 4 gün sonra, yani 7 Temmuz Perşembe günü. Hastaneden gece geç saatte çıktık. Eşim ve kızım yanımda nöbetçi eczane arıyoruz. Çaykara caddesindeki nöbetçi eczaneye geldik önümüzde bir araç kavşağın ortasına park etmiş, içerisi dolu, sağ koltuktaki cam açık başka bir genç kolunu dayamış sohbet halindeler. Birkaç kez selektör yaparak uyardım. Tık yok. Aracın özerinden baca borusu gibi sigara dumanı yükseliyor. İçtikleri her ne ise artık. Yine selektör, arkadan korna çaldım. Kenardaki şahıs, ağır adımlarla bana yaklaştı, “hayırdır dayı?" “Aracı az ileri alın da sağ yola gireyim arabada hastam var eczaneye geçeceğim. “Bura boydan boya park dayı, önden dolaş!” demez mi”
İstemeye istemeye 155’i aradım, durumu anlattım, plakayı verdim. Sonra daracık yerden geçerek eczane karşısına aracımı park ettim.
Eczaneye geçtim, hayli yoğunluk var. Ameliyattan çıkmış hasta evladım da tedirgin halde yanımda. Yaklaşık 20 dakika bekledim. Dışarıdaki magandalar bu kez iki araç oldular. Doğrusu ben de tedirgin oldum. 155’i tekrar aradım. Aldığım robot seste, “engellendiğim, kara listeye alındığım” mesajını aldım.
Güler misiiin ağlar mısın?
Yazdıklarımın hepsi, hani diyor ya “görüşmeleriniz kayıt altına alınmaktadır” anonsunda ilgili birimlerde kayıt altındadır.
Bunlar benim bireysel sıradan yaşadıklarım. Ancak şehirde trafik, park sorunu, gürültü kirliliği her geçen gün daha da berbatlaşıyor.
Bunlara bazı taksileri, yol ortasında indir bindir yapan minibüsleri, kaldırım işgallerini, özellikle hız ve gazla terör estiren motosikletli ve egzoz patlatan araçları dahil edersek.
Yol ortasında trafiğe umarsızca lastik basınç ayarı yaptıran şahıs da kadrajıma düşen gülümseten görüntü olsun bayram tadında.