Sağlık çalışanları, Filistin için sessiz yürüdü
Erzurum'da hekimler ve sağlık çalışanları Filistin'de yaşanan soykırım ve işgale karşı "sessiz yürüyüş" gerçekleştirdi.
Beyaz önlükleriyle Lala Paşa Cami avlusunda toplanan hekimler ve sağlık çalışanları Yakutiye Medresesi önünde basın açıklaması yaptı.
İşgalci İsrail'in, Filistin'de on yıllardır devam ettirdiği sistematik işgal ve zulmün 7 Ekim'den bu yana, soykırımdan başka hiçbir kelimeyle anlatılamayacak boyutlara ulaştığını ifade eden Dr. Cumhur Hakkı Çankaya, "Bu katliam bütün dünyanın gözü önünde devam etmekte ve gücü yetenler ise sessizce izlemektedir. İnsan hakları ve uluslararası hukuk kuralları açıkça ihlal edilerek binlerce sivil, kadın ve çocuk acımasızca katledilmiştir. Ayrıca tıbbi malzemelerin temini ve sağlık hizmetlerinin sunumu da engellenerek kuvözdeki bebeklerin dahi ölümüne neden olunmuştur" dedi.
Gazze'de geçtiğimiz hafta itibarıyla 283 sağlık çalışanının öldürüldüğünü kaydeden Dr. Çankaya, şöyle konuştu:
"Son iki ayda Birleşmiş Milletler tarihindeki en ölümcül çatışma yaşandı; 7 Ekim'den bu yana İsrail tarafından bombalanan 24 farklı hastane ve hizmet dışı bırakılan 100'den fazla ambulans da dahil olmak üzere Gazze'deki sağlık tesislerine toplamda 212 saldırı düzenlendi. İsrail onlarca doktoru tutukladı, onların nerede olduğu bilinmiyor. Gazze şehrinin ana hastanesi olan Şifa Hastanesi Başhekimi Muhammed Ebu Salmia, 22 Kasım'dan bu yana İsrail tarafından tutuklu bulunuyor. Diğer pek çok kıdemli doktor, neredeyse iki haftadır hiçbir suçlama olmaksızın İsrail ordusu tarafından gözaltında tutulmaya devam ediyor ve kimse onların nerede olduğunu bilmiyor. Rantisi Çocuk Hastanesi bombalandı. El-Naser Çocuk Hastanesi bombalandı. Gazze'nin tek göz hastanesi bombalandı. Gazze'nin tek ruh sağlığı hastanesi bombalandı. Vefa Rehabilitasyon Hastanesi bombalandı. Vefa Rehabilitasyon Hastanesi'nin hemen yanındaki üst düzey sağlık tesisi bombalandı. El-Durra Çocuk Hastanesi 12 Ekim'de yasaklı beyaz fosforla hedef alındı. Şu anda kuzeyde faaliyet gösteren tek hastane olan Endonezya Hastanesi, bombalanırken hâlâ hastaları tedavi etmeye çalışıyor. Şifa Hastanesi bombalandı. Gazze'deki iki tıp fakültesi ve Gazze İslam Üniversitesi bombalandı. El-Ezher Üniversitesi Tıp Fakültesi bombalandı. Sınır Tanımayan Doktorlar ambulans konvoyu bombalandı. Kızıl Haç ambulans konvoyları bombalandı. Gazze'deki 35 hastaneden 26'sı şu anda hizmet dışı. Dokuzu yalnızca kısmen işlevsel durumda. Bu hastaneler aynı zamanda ülke içinde yerinden edilmiş binlerce kişiye de barınak sağlıyor. Yakıtın tükenmesi nedeniyle hastanelerin kapanması sonucu artık kuzeydeki yaralıları tahliye etmek imkansız halde, bunun yerine hastalar ölüme terk ediliyor. Aşırı kalabalık olan Birleşmiş Milletler barınakları; Hepatit A salgını, çok sayıda menenjit salgını, bit, cilt enfeksiyonları ve ishal salgını gibi çok sayıda bulaşıcı hastalığın yayıldığı sığınaklar haline geldi. Geçtiğimiz hafta itibarıyla 7 binden fazlası çocuk olmak üzere 18 binden fazla Filistinli öldürüldü, binlercesi ağır olmak üzere en az 46 bin kişi yaralandı. Hekimler ve sağlık çalışanları olarak İsrail'in bu saldırılarına karşı tepki göstermeye, Gazze'deki sivillerin, çocukların, kadınların, meslektaşlarımızın ve hastaların hayatlarının korunması adına mesleğimize yakışır bir duruş ortaya koymaya kararlıyız."
"Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler, uluslararası insan hakları örgütleri, NATO... Sizlere sesleniyoruz" diyen Çankaya, "Tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu zulme karşı koymak için daha neyi bekliyorsunuz? Yoksa kimin insan, neyin insan hakkı olduğuna birilerinin çıkarlarına göre mi karar veriliyor. Buradan tüm dünyadaki hekimler, sağlık çalışanları ve vicdan sahibi insanları harekete geçmeye, bu onurlu yürüyüşte yer alarak zulme karşı durmak adına 'sessiz yürüyüş' kervanımızda ses olmaya davet ediyoruz. Kanıksamayacağız! Normalleştirmeyeceğiz! Sindirilmeyeceğiz! Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız" ifadelerini kullandı.
Konuşmanın ardından program Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Göktaş’ın duasıyla sona erdi.